Yazar "Tiryakioğlu, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 6x6 ekmeklik buğday yarım diallel F1 generasyonunda sarı pas (Puccinia striiformis West) hastalığının kalıtımının incelenmesi(2001) Şener, Okan; Kılınç, Mehmet; Gözübenli, Hüseyin; Yağbasanlar, Tacettin; Tiryakioğlu, MuratAltı ekmeklik buğday çeşit ve hattı ile bunların yanm diallel melezlerinden oluşturulan populasyonlarda, san pas hastalık şiddeti bakımından hem eklemeli gen varyansınm önemli olması hem de dar anlamda kalıtım derecesinin oldukça yüksek bulunmasından dolayı seleksiyon ile başanya ulaşma şansının yüksek olduğu belirlenmiştir. San pas hastalık şiddeti için kısmi dominanttık bulunmuş, hastalık şiddetinin dominant genlerle ve l gen.çifti tarafından idare edildiği saptanmıştır. Çalışma sonunda, san pasa dayanıklılık için BR12*4 hattının en uygun ebeveyn olduğu ve genel olarak bu hattın diğer ebeveynler ile olan melezlerinin ümitvar olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Buğday yaprakbitleri, Rhopalosiphum padi (L.) ve Sitobion avenae (F.) (Homoptera: Aphididae)'nin buğdayda bazı verim özelliklerine etkileri ve popülasyon gelişmeleri(2007) Yiğit, Abdurrahman; Sertkaya, Erdal; Tiryakioğlu, MuratAntakya (Serinyol) ve Reyhanlı (Hatay)’da 1998–2002 yıllarında yürütülen bu çalışmada buğday yaprakbitleri, Rhopalosiphum padi (L.) ve Sitobion avenae (F.)’nin buğdayın verim özelliklerine etkileri ile popülasyon gelişmeleri ortaya konulmuştur. Bu amaçla 1998–1999 buğday yetiştirme döneminde Reyhanlı’da “Genç–99” ve “Ege–88” çeşitlerinde yaprakbitlerinin görüldüğü başaklanma döneminde kurulan denemede yaprakbitli ve yaprakbitsiz karakterler oluşturulmuştur. Her parselde 22 Şubat-22 Nisan 1999 tarihleri arasında genellikle yedi gün aralıklarla 20’şer buğday bitkisinde canlı yaprakbiti bireyleri (ergin + nimf) sayılmıştır. Her iki çeşitte de yaprakbitli ve yaprakbitsiz karakterler arasında ortalama bitki boyu, başak uzunluğu, birim alandaki sap ve başak sayısı, başakta başakçık sayısı ve başakta dane sayısı bakımından önemli bir fark çıkmamış; başak dane verimi, hektolitre ağırlığı (“Ege–88” söz dışı) ve dane verimi açısından ise önemli düzeyde fark bulunmuştur. Sözkonusu yaprakbitlerinin popülasyonları 2000–2002 yıllarında 1999’a göre daha geç dönemlerde ve daha düşük yoğunluklarda ortaya çıkmıştır. Çalışmanın yürütüldüğü alanlarda buğday yaprakbitlerinin avcı türleri olarak, Coccinella septempunctata (L.), C. undecimpunctata L., Synharmonia conglobata (L.), Adonia variegata (Goeze), Episyrphus balteatus (DeGeer), Metasyrphus corollae (F.), Melanostoma mellinum (L.), Meliscaeva auricollis (Meigeu), Sphaerophoria scripta (L.), Chrysoperla carnea (Stephens) ve parazitoit, Aphidius uzbektanicus ile entomopatojen fungus, Metarhizium sp. belirlenmiştir. Buğdayda yaprakbitlerinden kaynaklanan verim kayıplarının önlenmesi ve gereksiz insektisit uygulamalarından kaçınılması bakımından EZE değerlerinin ve farklı buğday çeşitlerinin yaprakbitlerine duyarlılığının belirlenmesi konularında çalışmalar yapılmasında yarar vardır. Ayrıca yetiştirme dönemindeki iklim şartları ve doğal düşman popülasyon düzeylerinin izlenmesinin, buğday alanlarında yaprakbitlerinin zarar durumları konusunda karar vermede dikkate alınması gereken etkenler olduğu değerlendirilmiştir.Öğe Ekmeklik buğdayda protein içeriğinin kalıtımının diallel analiz yöntemi ile incelenmesi(2001) Şener, Okan; Kılınç, Mehmet; Yağbasanlar, Tacettin; Gözübenli, Hüseyin; Tiryakioğlu, MuratAltı ekmeklik buğday çeşit ve hatti ile bunlann yarım diallel melezlerinden oluşturulan populasyonlarda, tanede protein içeriği balonundan hem çevre varyansınm önemli olması hem de dar anlamda kalıtını derecesinin yüksek çıkmamasından seleksiyonda basan şansının az olduğu ifade edilmiştir. Tanede protein içeriği için eklemeli gen etkileri önemli olmuş, tam dominanttık bulunmuş, yüksek protein içeriğinin resesif genlerle ve l gen çifti tarafindan idare edildiği saptanmıştır. Tanede protein içeriği bakımından -%3.6'lık heterosis, -%10.9'luk heterobeltiosis bulunmasından populasyonun uygun bir seleksiyon kaynağı olmayacağı, olumsuz heterosise rağmen, 84 ÇZT 04xHAHN*2 kombinasyonunda %16.3 heterosis, %9.4 heterobeltiosis bulunmasından ve ÖUY'nin de yüksek olmasından, bu kombinasyonun ümitvar melez olabileceği ifade edilmiştir.Öğe Investigation of yield stability of wheat varieties in different locations by AMMI and GGE-biplot analysis(Springer, 2024) Tiryakioğlu, Murat; Aktaş, Hüsnü; Akçali, Cem Tufan; Sahin, Cenk BurakThe aim of the study was to determine the structure of GEI in the investigated parameters and to investigate the performance stability of durum wheat varieties using the GGE biplot and AMMI analysis method. The study was carried out in four different locations (Diyarbakır-1, Diyarbakır-2, Hatay, and Şanlıurfa) using 31 durum wheat genotypes under rainfed conditions. Field experiments were conducted in a randomized complete block design with three replications. As a result of the study, it was determined that there was a significant difference between locations in terms of grain yield. The highest grain yield was obtained from Diyarbakır-1 (6797 kg ha-1) location, followed by Hatay (4584 kg ha-1), Diyarbakır-2 (2512 kg ha-1) and Şanlıurfa (2026 kg ha-1), respectively. Significant variations in grain yield were detected among the examined genotypes, and Artuklu and Zühre had the highest grain yields (4774 and 4501 kg ha-1). Again, Artuklu and Zühre were the most stable varieties in terms of their performance in different locations. Diyarbakır-1 has come to the fore as the location where the variation between genotypes can be best detected. As a result, more data should be provided to plant breeders in the selection studies by considering the irrigated conditions as a factor in the studies to be carried out and determining the stable cultivars in terms of grain yield in both precipitation-based and irrigated conditions. © The Author(s), under exclusive licence to Korean Society of Crop Science (KSCS) 2024.Öğe Macronutrient concentration and remobilization in spring wheat organs during grain flling(2014) Tiryakioğlu, Murat; Yıldırım, Mehmet; Karanlık, SemaTis study was conducted with 4 bread wheat genotypes to determine the macronutrient content in diferent plant organs during the grain flling period. Macronutrient contents such as nitrogen (N), phosphorus (P), potassium (K), calcium (Ca), and magnesium (Mg) were determined in lower stems, peduncles, lower leaves, fag leaves, rachises, forets, and grains. High genotype efects were found for all macronutrients and plant organs. N, P, K, and Mg decreased during grain flling in all plant parts except the grain. Te rate of decrease varied depending on plant organs and nutrients. Grain nutrient concentration, except nitrogen content, increased up to physiological maturity. In contrast to the other nutrients, Ca content increased or remained stable depending on the plant organs. Te macronutrient remobilization order from plant organs to grain was Mg < P < N < K ≤ Ca, and all nutrients were accepted as removable at grain development stages. Remobilization models of macronutrients in grains can be valuable for detecting high-capacity plants for nutrient accumulation in stressful environments. Relationships among macronutrients and their relationships with plant organs can be used, by way of indirect selection, in wheat breeding eforts.Öğe Production of dihaploids in durum wheat using Imperata cylindrica L. mediated chromosome elimination(2015) Çeliktaş, Nafiz; Tiryakioğlu, Murat; Can, Ersin; Kutlay, Duygu; Hatipoğlu, RüştüThe possibility of obtaining dihaploid durum wheat ( Triticum durum L.) plants by interspecifc hybridization with Imperata cylindrica L. was studied. Ten local varieties and 1 commercial durum wheat variety (Triticum durum L., 2n = 4x = 28; AABB) were used as maternal lines. Imperata cylindrica L. (2n = 2x = 20) ecotypes sampled from diferent districts of Hatay were used as the pollen source. Isolated embryos were placed in an MS medium for plant regeneration 14 days afer the interspecifc hybridization. Te highest average seed setting, embryo formation, and dihaploid plant regeneration for the diferent hybrid combinations were determined as 31.1%, 15.5%, and 11.5%, respectively. Cytological observations revealed that all the regenerants had 2n = 2x = 14 chromosomes.Öğe The relationship between flag leaf senescence and grain yield of some durum wheat varieties under drought stress during grain filling period(2015) Tiryakioğlu, MuratÇalışmada, bazı makarnalık buğday çeşitlerinde dane dolum dönemindeki kuraklık stresinde yaprak alan sürekliliği ile dane verimi arasındaki ilişki incelenerek, çeşitler arasında bu unsurlar yönünden herhangi bir farklılığın olup olmadığı araştırılmıştır. Çalışma, çiçeklenmesi aynı zamanda gerçekleşmiş altı adet çeşitle Antakya/Hatay koşullarında 2009/2010 ve 2010/2011 yetiştirme sezonunda yürütülmüştür. Deneme her iki yıl tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre dört tekrarlamalı kurulmuştur. Uygulamada sulama seviyeleri ana, çeşitler alt parsellerde yer almıştır. Fosforun tamamı ekimle birlikte (60 kg P2O5 ha-1) tiriple süper fosfat şeklinde toprağa uygulanmıştır. Azot ise amonyum sülfat formunda ve ekim, kardeşlenme ve sapa kalkma dönemlerinde (30+30+20 kg N ha-1) verilmiştir. Sulama uygulaması, fizyolojik oluma kadar sulama (I1: tam sulama-konrtol) ve çiçeklenmeye kadar sulama (I2: WANA: (West Asia North Africa) yağış rejimi) olarak iki farklı şekilde gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda; I1 koşularında bayrak yaprak alanı (BYA), ile başak dane verimi (BDV) arasında önemli ilişki tespit edilememiştir. Benzer sonuç bayrak yaprak alan sürekliği (BYAS) ile dane verimi arasında da gözlenmiştir. I2 koşullarında BYA ile BDV arasındaki ilişki, olumlu olmuştur. Sonuç olarak yüksek BYAS’ye sahip olma, her iki sulama koşulunda da danede madde birikimine olumlu etki yapmıştır. Bu sonuçlara göre, kuraklık stresi olmayan koşullarda bitkide yaprak sayısı daha az olan dolayısıyla kısa boylu ve az kardeşlenen, su tresi olan koşullarda ise orta boylu genotip modeli önerilebilir. Ancak her iki koşulda da bitki, bayrak yaprak alanı sürekliliği yönünden yüksek değere sahip olmalıdır.Öğe Response of bread-wheat seedlings to waterlogging stress(2015) Tiryakioğlu, Murat; Karanlık, Sema; Arslan, MehmetWaterlogging is a widespread problem and one of the major yield-limiting factors of wheat in some parts of the coastal plains of Turkey. The object of this study was to identify waterlogging-tolerant cultivars in bread wheat. Twenty-four bread-wheat genotypes were tested under aerobic and anaerobic conditions to determine shoot dry weight gain, root dry weight gain, total dry weight gain, dry leaf weight, specific dry leaf weight, chlorophyll content, carotenoid content, transpiration and photosynthesis rates, and their tolerance indices. A complete randomized block design with three replications was conducted for both aerobic and anaerobic conditions. The current study clearly demonstrated that wheat seedlings growing under anaerobic conditions had significantly lower shoot dry weight, root dry weight, total dry biomass weight, leaf dry weight, specific leaf dry weight, chlorophyll a, chlorophyll b, chlorophyll a + b, and carotenoid content, and photosynthesis and transpiration rates. There were significant correlations between total dry weight gain and shoot dry weight gain and between chlorophyll a and specific leaf dry weight. Wheat cultivars had different tolerance indices for the investigated plant parameters. Further studies are needed to confirm which tolerance index is significantly correlated with seed yield and which one could be used as a selection criterion under field conditions.Öğe Türkiye’deki buğday veriminin karşılaştırılması: Hatay ve Şanlıurfa illeri örneği(2017) Tiryakioğlu, Murat; Demirtaş, Bekir; Tutar, HalitBu çalışmada Hatay ve Şanlıurfa illerinde buğday verimi üzerinde etkili olan değişkenler incelenmiştir. Her iki bölge için buğday veriminde etkili olabileceği düşünülen ekoloji dışı 14 açıklayıcı değişken modelde kullanılmıştır. Modelde birim alandaki buğday veriminin düşük veya yüksek olması bağımlı değişken olarak yer almıştır. Örneklemeyle belirlenen 159 üreticiye ait verilerin binary lojistik regresyon ile analiziyle verimde etkili olan değişkenler belirlenmiştir. Sonuçlar iki bölgede buğday veriminde ekolojik faktörlerle birlikte, girdi kullanım düzeyinin ve yetiştirme dönemi uygulamalarının etkili olduğunu göstermiştir. Hatay ilinde buğday verimi üzerinde sulama ve gübre miktarının etkisi önemli bulunurken, Şanlıurfa ilinde sulama yapılması, gübre miktarı ve üretici yaşının artması önemli değişkenler olarak belirlenmiştir. Buğday üretiminde birim alandaki verimi artırmak için, üreticilerin girdi kullanımı, uygulama zamanı ve yöntemleri konusunda eğitilmesi önemlidir. Ayrıca en uygun girdi miktarı ve uygulama yöntemlerinin bölgesel düzeyde belirlenerek, üretici düzeyinde yaygınlaştırılması yararlı olacaktır