Yazar "Ulutaş, Kemal Türker" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Effects of probiotic use on bacterial translocation in created rat models with biliary obstructions(Atatürk Üniversitesi, 2019) Çelikkaya, Mehmet Emin; Akçora, Bülent; Hakverdi, Sibel; Özer, Burçin; Ulutaş, Kemal Türker; Duran, NizamiObjective: The aim of this study was to investigate the protective effects of the combined use of probiotic strains on the development of bacterial translocation in addition to liver and intestinal tissue damage due to biliary obstruction in rats. Materials and Methods: Here, 3 groups each consisting of 10 rats were created:group 1 (sham group), group 2 (obstructive jaundice), and group 3 (obstructive jaundice+probiotic). Groups 1 and 2 were given 1 cc physiological saline solution by oral gavage twice a day; group 3 was given a probiotic solution that included Lactobacillus acidophilus, Lactobacillus rhamnosus, Bifidobacterium bifidum, Enterococcus faecium, and Bifidobacterium longum microorganisms by oral gavage twice a day. Results: Markers for liver damage were also found to be significantly improved (p<0.05) in the treatment group (group 3). Whencompared with groups 2 and 3 in terms of liver histology, damage was found to be significantly more severe in group 2 (p<0.01). With regard to ileal villous depth and ileal inflammation, the pathology was found to be significantly more severe in group 2 than that in group 3 (p<0.05). In blood, spleen, and mesenteric lymph node cultures, group 2 showed a microbiological growth rate of 33.8–58.8%, whereas group 3 showed a microbiological growth rate of 14.3–28.6%. This reduction was evaluated to be statistically significant (p<0.05). Conclusion: Our study showed that the combined use of a probiotic in bile duct obstructions reduced bacterial translocation and alleviated pathological changes arising in the liver and terminal ileum histologyÖğe Orak hucre anemili hastalarda fetuin-a, inflamasyon belirtecleri ve antioksidan sistemlerin degerlendirilmesi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2013) Ulutaş, Kemal Türker; Büyükbaş, SadıkAmaç: Orak hücre anemisi, Çukurova bölgesinde yaygın görülen eritrositlerde aşırı reaktif oksijen radikali üretimi, vasküler seviyede kronik inflamasyona sebebiyet veren mikrovasküler hipoksik ve reperfüzyon süreci ile karakterize olan konjenital bir hemoglobinopatidir. Bu çalışmada, Orak hücre anemisinde Fetuin-A seviyesi ile bu hastalarda Fetuin-A‟nın inflamasyon ve oksidatif stress ile ilişkisinin gösterilmesi amaçlandı.Yöntem: Çalışmaya Orak hücre anemisi hastası (OHA) olan yetişkin yaş grubu hastalar (n=35) ve sağlıklı bireyler (n=35) dâhil edildi. Tüm örneklerin hematolojik verileri incelendikten sonra hemolizattan süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT), glutatyon peroksidaz (GSH-Px) ve malondialdehit (MDA) analizi yapıldı. Serum örneklerinden Fetuin-A, TNF-Alfa, IL-6, Nitrik Oksit (NO) ve Myeloperoksidaz (MPO) çalışıldı. Bulgular: Kontrol grubu ile OHA grubu karşılaştırıldığında Fetuin-A (p<0,001), TNF-Alfa (p<0,05) ve MDA seviyeleri (p<0,001), OHA grubunda istatistiksel olarak yüksek tespit edilirken NO seviyesi düşük tespit edildi (p<0.01). G6PD (p<0,001), SOD (p<0,01) ve MPO (p<0.05) enzim aktiviteleri de benzer şekilde OHA grubunda kontrole göre yüksek tespit edildi. IL-6, CAT ve GSH-Px sonuçları bakımından gruplar arasında farklılık tespit edilmedi. Sonuçlar: Fetuin-A‟nın Orak hücre anemili hastalarda yüksek bulunması ve hem TNF-Alfa hem de MDA ile pozitif yönlü ilgileşim göstermesi, OHA‟nın patofizyolojisinde Fetuin-A‟nın inflamatuvar süreç ve oksidatif stresle yakın ilişkili olduğunu göstermektedir.Öğe Psoriasis hastalarında serum resistin seviyeleri ile lipid profili ilişkisi(2015) Yılmaz, Nigar; Ulutaş, Kemal Türker; Doğramacı, Asena Çiğdem; İnan, Mehmet Uğur; Yüksel, Rana; Can, YeşimAmaç: Psöriasis, artmış kardiyovasküler hastalık (KVH) riski bulunan inflamatuar deri hastalığıdır. Henüz etyolojisi tam olarak belirlenememiştir. KVH'da yağ dokusundan salgılanan resistinin serum total kolesterol, LDL, trigliserid seviyeleriyle pozitif korelasyon gösterdiği belirtilmiştir. Bizim çalışmamızda da amacımız serum resistin seviyeleriyle lipid profilinin psoriasis hastalarında ilişkisini ve Psöriazis alan şiddet endeksi (PAŞİ) ile korelasyonunu araştırmaktır. Materyal ve Metod: Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji polikliniğine başvuran sağlıklı kişilerden kontrol grubu; grup I (n=34) ve psoriasis tanısı konulan hastalardan hasta grubu; grup II (n=37) olmak üzere iki grup oluşturuldu. Yaş, cinsiyet, tansiyon, BMI değerleri ve PAŞİ skorlaması tespit edildi. Gruplardan toplanan serum örneklerinde resistin seviyesi, lipid profiline bakıldı. Bulgular: Psoriasis hastalarını kontrol grubuyla kıyaslandığında serum resistin seviyeleri (grup I: 6,4±2,3 ng/ml; grup II: 12,3±3,0 ng/ml), total kolesterol (grup I: 167±31 mg/dl; grup II: 189±43 mg/dl), LDL seviyeleri (grup I: 90±21 mg/dl; grup II: 129±31 mg/dl) anlamlı olarak hastalarda yüksek tespit edildi (sırasıyla p=0.001; p<0,05; p=0,01). Serum resistin seviyesiyle LDL kolesterolün pozitif korelasyon gösterdiği saptandı (r=0,306). PAŞİ skorlamasının serum resistin seviyeleriyle güçlü pozitif korelasyon gösterdiği tespit edildi (r=0,669). Sonuç: Psoriasis hastalığında artan kardiyovasküler hastalık riskin olduğu bilinmektedir. Bizim çalışmamızda da kardiyovasküler hastalıkta arttığı tespit edilmiş resistin ve total kolesterol ve LDL seviyelerinin psoriasis hastalarında arttığı ve hastalığın şiddetini gösteren PAŞİ skorlamasıyla korele olduğu bulunmuştur. Hastalığın şiddetinin artmasıyla yükselmiş olabileceğini tespit ettiğimiz resistin seviyesinin psoriasis hastalarında lipid profili kadar çalışılmasının anlamlı olabileceği düşünülmektedirÖğe Relationship between platelet distribution width and hospital stay in incarcerated inguinal hernia treated by open surgery(Çukurova Üniversitesi, 2019) Ulutaş, Kemal Türker; Dal, Mehmet BurakPurpose: The study aimed to investigate the value of platelet distribution width (PDW) in incarcerated inguinal hernia which was treated with graft to illuminate its inflammatory role in surgery-related disorders. Materials and Methods: We perormed a case-control study by retrospective screening data of the 88 patients with inguinal hernia and 75 healthy. Patients data included demographics, hernia location, hospital stay, and hemogram parameters. Platelet-related parameters were anayzled with automated devices from EDTA samples. Results: The mean defect size was 25.3±17 mm for inguinal hernia, which ranged 6 to 75 mm. The PDW value was higher in group A as compared with that of group B. Also, the platelets were statistically higher in group A than group B. In the Pearson correlation analysis, PDW showed a strong and positive relationship with a hospital stay. Conclusion: We suggest that a strong positive correlation of platelet distribution width with hospital stay can be useful in incarcerated inguinal hernia which we treated with grafted by open surgery.Öğe Yoğun bakımda geniş ilaç direnci bulunan Pseudomonas aeruginosa pnömonisi için kolistin tedavisi : olgu sunumu(2016) Kılınç, Çetin; Ulutaş, Kemal Türker; Akçimen, Beril; Çelik, Levent; Duran, NizamiPseudomonas aeruginosa kökenleri penisilin bağlayan proteinlerde değişiklik, porin mutasyonları, DNA giraz mutasyonları ve aktif dışa atım mekanizmaları gibi yöntemlerle geliştirmektedir. Pseudomonas aeruginosa özellikle yoğun bakım ünitelerinde takip edilen hastalarda ciddi enfeksiyonlara yol açması ve çoklu antibiyotik direnci göstermesi nedeniyle özel dikkat gösterilmesi gereken bir mikroorganizmadır. Bu raporda, 6 yıl paraplejisi öyküsü olan 1 haftadır devam eden bulantı, göğüs ağrısı, öksürük, balgam, halsizlik, hırıltılı solunum, genel durum bozukluğu ile acil servise getirilen 67 yaşındaki erkek hasta sunulmuştur. Hastada her iki akciğerde orta ve alt zonlara kadar yaygın krepitanraller yanında CRP yüksekliği, hiperurisemi, akciğer grafisinde sağ akciğer alt zonda konsolide infiltrasyon ile uyumlu opasite artışı, sağ akciğer üst zonda retikülonodüler tarzda opasite artışı tespit edildi. Derin trakeal aspirat kültüründe gram negatif, oksidaz pozitif, Pseudomonas aeruginosa olduğu tespit edilen basil, disk difüzyon yöntemi ile yapılan antibiyogramı neticesinde kolistin dışındaki tüm antibiyotiklere dirençli bulundu. Kolistin tedavisi başlanmasına karşın tedavinin 3. gününde kardiyak arrest olan hasta eksitus kabul edildi. Bu olgu, hastanemizde kolistin haricinde tüm antibiyotiklere direnç gösteren Pseudomonas aeruginosa infeksiyonu vakasının ilk defa görülmesi ve tedavinin antibiyotik duyarlılığına göre düzenlenmesinin vurgulanması amacıyla sunuldu.