Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Akoğlu, Ertap" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Boyunda görülen nadir bir kitle brankial yarık kisti
    (2013) Başarslan, Fatmagül; Tutanç, Murat; Çelik, Murat; Arıca, Seçil; Üstün, İhsan; Bayaroğullar, Hanifi; Akoğlu, Ertap; Gökçe, Cumali
    Tüm yaş grupları içerisinde boyunda kitle sık rastlanan bir klinik bulgudur. En sık gözlenen boyun kitleleri; konjenital anomaliler (tiroid hastalıkları), inflamatuvar nedenler ve neoplastik patolojilerdir. Çocukluk yaş grubunda ilk sırayı inflamatuvar patolojiler, ikinci sırayı konjenital ve gelişimsel anomaliler ve son sırayı da neoplastik patolojiler alır. Ayırıcı tanının yapılması tedavinin planlanması açısından önem taşır. Burada konjenital gelişim anomalisi olan brankial yarık kistli bir olguyu ile boyunda görülen kitleleri gözden geçirmeyi ve konjenital tiroid hastalıkları ile ayrıcı tanısını incelemeyi amaçladık.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    BPPV tedavisinde epley manevrasının etkinliği ve uygulamada ortaya çıkan nistagmus yönünün tedavi başarısı için erken bir gösterge olarak rolü
    (2007) Akoğlu, Ertap; Okuyucu, Şemsettin; Okuyucu, Esra; Melek, Murat İsmet; Duman, Taşkın; Dağlı, Ali Şafak
    Amaç: Benign paroksismal pozisyonel vertigoda (BPPV) Epley manevrası sırasında oluşabilen nistagmusun yönünün tedavi başarısını erken belirlemedeki rolü araştırıldı. Hastalar ve Yöntemler: Bu çalışmada BPPV nedeniyle 47 hastaya (24 erkek, 23 kadın; ort. yaş 46±12; dağılım 29-70) Epley manevrası uygulandı ve olgularda nistagmus oluşup oluşmadığı, varsa yönü gözlendi. Bulgular: Epley manevrası sırasında dokuzunda aynı, yedisinde karşı yönde olmak üzere 16 hastada nistagmus gözlendi. Aynı yönde nistagmus gözlenen yedi hastada (%77.8) tedavi başarılı oldu. Manevra sırasında karşı yönde nistagmus saptanan yedi hastanın hiçbirinde başarı elde edilemedi. Aynı tarafa nistagmus ile tedavi başarısı arasında anlamlı ilişki saptanmaz iken (p=0.625), karşı tarafa nistagmus varlığı ile tedavi başarısızlığı arasındaki ilişki anlamlıydı (p=0.000). Sonuç: Epley manevrası sırasında oluşan nistagmus karşı yönde ise manevranın başarısız olacağı öngörülebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocuklarda baş ağrısı nedenleri
    (2006) İncecik, Faruk; Sangün, Özlem; Akoğlu, Ertap; Melek, İsmet; Öksüz, Hüseyin; Duman, Taşkın
    Çocuklardaki baş ağrısı nedenleri selim olabileceği gibi ciddi organik nedenlere de bağlı gelişebilir. Bu çalışmada çocukluk yaş grubundaki olgularda baş ağrısı yakınmasının etiyolojik nedenlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma, baş ağrısı yakınması ile başvuran ve yaşları 6-14 yaş arası değişen 40'ı kız ve 22'si erkek olan 62 olguda retrospektif olarak yapıldı. Olgularda baş ağrısının başlangıç yaşı, süresi, sıklığı, karakteri, yeri, şiddeti, eşlik eden bulgular, tetikleyen etmenler, aile öyküsü, fizik ve nörolojik muayene bulguları ile waters, EEG, BBT ve MRG gibi araştırma verileri kaydedildi. Baş ağrısı nedenleri olarak 14 olguda (% 22.6) gerilim tipi baş ağrısı, 11 olguda (% 17.7) sinüzit, 9 olguda (% 14.5) migren, 6 olguda (% 9.7) epilepsi, 5 olguda (% 8.1) posttravmatik baş ağrısı, 4 olguda (% 6.4) göz bozukluğuna bağlı baş ağrısı, 2 olguda (% 3.2) araknoid kist, bir olguda (% 1.6) intrakraniyal tümör ve 10 olguda (% 16.2) sınıflandırılamayan baş ağrısı saptandı. Bu çalışmada en sık baş ağrısı nedenleri olarak gerilim tipi baş ağrısı, migren ve sinüzit tespit edildi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocuklarda tonsillektomi sonrası kusma profilaksisinde metilprednizolon ve deksametazon’un karşılaştırılması
    (2008) Özbakış Akkurt, Çağla; İnanoğlu, Kerem; Okuyucu, Şemsettin; Turhanoğlu, Selim; Akoğlu, Ertap; Kireçci, Nuray
    Amaç: Çalışmamızda orta etki süreli bir glukokortikoid olan metilpednizolonun tonsillektomi ve/veya adenoidektomi operasyonları sonrası kusmayı önlemedeki etkinliğini, deksametazon ile karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya tonsillektomi ve/veya adenoidektomi operasyonu planlanan 110 hasta alındı. Operasyona alınan tüm hastalar randomize edilerek iki gruba ayrıldı. Genel anestezi sonrası cerrahi başlamadan önce; bir gruba deksametazon 0,5 mg kg-1 (maksimum 8 mg) (Grup D) ve diğer gruba metilprednizolon 2,5 mg kg-1 (maksimum 40 mg) (Grup M) intravenöz olarak uygulandı. Postoperatif dönemde uyanma odasında 2 saat (erken dönem) ve sonraki 24 saat (geç dönem) süreyle; kusma sıklığı, ilk analjezik yapılma zamanı, cheops ağrı skoru (15. dk., 1., 2., 4. saatlerde), oral alım kalitesi ve yan etkiler değerlendirilerek kaydedildi. Bulgular: Gruplar arasında özellikleri açısından anlamlı fark saptanmadı. Gruplar arasında erken dönemdeki kusma sıklığı ve geç dönemdeki kusma sıklığı açısından anlamlı bir fark yoktu (p>0.05). Gruplar arasında ilk analjezik yapma zamanı açısından ve oral alım kalitesi açısından anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05). Yan etkiler iki grup arasında benzer bulundu. Sonuç: Çalışmamızda; tonsillektomi sonrası kusmayı önlemede, yan etki insidansını artırmadan, metilprednizolonun deksametazon kadar etkili olduğu ve deksametazona alternatif olarak kullanılabileceği kanısına varıldı
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Comparison of mean platelet volume values between patients with nasal polyp and healthy individuals
    (2013) Çevik, Cengiz; Yengil, Erhan; Akbay, Ercan; Arlı, Cengiz; Gülmez, Mehmet İhsan; Akoğlu, Ertap
    Amaç: Nazal Polip (NP) Allerjik Rinit (AR) sıklıkla birlikte görülür. Allerjik hastalarda ateroskleroz riskinde artış olduğu bildirilmektedir. Çalışmamızda aterosklero- zun bir belirteci olarak kullanılan Mean Platelet Volume (MPV) değerlerini nazal polip hastalarında incelemeyi amaçladık. Yöntemler: Nazal polip tanısıyla fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi (FESC) yapılan 75 hasta değerlendirildi. Aynı yaş grubundan AR şikayeti olmayan sağlıklı 75 bi- reyin verileri kontrol gurubu olarak incelendi. Beyaz kan hücresi (WBC), trombosit (PLT), Hemoglobülin (Hb) ve MPV değerleri ayrı ayrı kaydedildi. Bulgular: MPV değerleri nasal polipli hastalarda 7,89±1,02 fL, kontrol hastalarında 8,32±1,42 fL idi. İstatistiksel olarak anlamlılık tespit edildi. Sonuç: Çalışmamızda sonuç olarak NP hastalarındaki kontrol grubuna oranla MPV değeri düşük tespit edildi.
  • [ N/A ]
    Öğe
    Isolated cyst hydatid: An unusual cause of a mass in the nape of the neck
    (2009) Okuyucu, Şemsettin; Balcı, Ali; Karazincir, Sinem; Akoğlu, Ertap; Gözel, Serhat; Daşlı, Şafak
    Because of the rarity of hydatid cyst in the head and neck area, it may be overlooked by the clinicians. We report a case of primary hydatid cyst in the posterior cervical region without another organ involvement. A 54-year-old woman presented with a large, painless lump in the nape of the neck. A computed tomography scan demonstrated a 5x5x4 cm hypodense mass which is located in the left scalen muscles. An axial magnetic resonance image revealed well-defined high signal intensity mass with low signal intensity rim, which is considered as a characteristic feature for hydatid cyst. She underwent surgery to excise the cyst. Histopathological examination confirmed the diagnosis as a hydatid cyst. If a cystic mass in head and neck area exists, hydatid disease must be kept in mind, especially in endemic areas, to avoid the complications such as acute anaphylaxis or recurrences due to inappropriate management.
  • [ N/A ]
    Öğe
    Keratit-iktiyozis-sağırlık sendromu: Vaka sunumu
    (2007) İncecik, Faruk; Sangün, Özlem; Akçalı, Cenk; Akoğlu, Ertap; Savaş, Lütfü; Atik, Esin
    Onüç yaşında keratit, iktiyoz sağırlık (Keratitis-Ichthyosis-Deafness=KID) sendromu tanısı konmuş bir kız çocuğu sunulmaktadır. Hastalığa eşlik eden klinik bulgular, saç, tırnak ve diş anomalileridir. Keratit, KID sendromunun önemli bir komponenti olmakla birlikte, hastamızın fotofobi ve bilateral konjenktival infeksiyon gibi farklı oftalmolojik bulguları bulunmaktaydı. Vaka, bu ender görülen sendromun farklı klinik özelliklerine dikkat çekmek için sunulmuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Konka bullosa septal deviasyon ilişkisi
    (2007) Karazincir, Sinem; Okuyucu, Şemsettin; Balcı, Ali; Akoğlu, Ertap; Dağlı, Şafak; Eğilmez, Ertuğrul
    Amaç: Konka bullosa (KB) ve septal deviasyon (SD) arasındaki ilişki araştırılmıştır. Yöntem ve Gereçler: Paranasal sinüs bilgisayarlı tomografi (BT) çekilmiş olan 200 septal deviasyon hastasının deviasyon açıları ve KB alanlarının orbital alana oranı üzerinden konka bullosa pnömatizasyon indeksi (KBPİ) hesaplanmıştır. Bulgular: Doksan sekiz kadın, 102 erkek hastanın SD açısı ortalama 10.39±4.19'dur. Toplam 143 (71.5%) hastada KB saptandı. KBPİ ipsilateral için 4.2±2.8 iken kontralateral için 6.0±3.7 dereceydi. KBPİ kontralateralde ipsilaterale göre anlamlı derecede yüksekti (p<0.05). Sonuç: KB varlığı ile SD açısı arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Bilateral KB olgularında septal deviasyonun karşı tarafındaki konka aynı taraftakine göre anlamlı derecede daha büyüktür. BT üzerinde hesaplanan KBPİ standardizasyon için uygun ve kullanışlı bir yöntemdir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kulak konkası defektlerinin tamirinde postaurikuler rotasyon flebi kullanımı
    (2008) Okuyucu, Şemsettin; Balcı, Didem Didar; Akoğlu, Ertap; Aslan, Sündüz; Gözel, Serhat; Dağlı, Şafak
    Amaç: Kulak sayvanı yüzün estetik ünitelerinden biri olarak önemlidir. Bu çalışmada kulak konkasında görülen cilt tümörlerinin çıkartılması sonrasında oluşan defektin kapatılmasını sağlayan postaurikuler rotasyon flebi tekniğinin tanıtılması ve tartışılması hedeflenmiştir. Hastalar Ve Yöntemler: Çalışmaya kliniğimize kulak konkası malign cilt tümörü nedeniyle başvuran dört hasta alındı. Hastalardan üçü bazal hücreli karsinom, biri yassı epitel hücreli karsinom tanılıydı. Tüm hastalarda güvenli sınırla tümör rezeksiyonu sonrası oluşan defekt için postaurikuler rotasyon flebi uygulandı. Bulgular: Hiçbir hastada nüks gözlenmedi. Hastaların tamamında fleple rekonstrükte edilen bölge kozmetik olarak kabul edilebilir sınırlardaydı. Bir hastada flepte erken dönemde oluşan dolaşım bozukluğuna bağlı kısmi nekroz debridman ve eksizyonla sekonder iyileşti. Sonuç: Postaurikuler rotasyon flebi kulak konkasında oluşan cilt defektlerinin tamirinde uygulaması kolay ve güvenilir bir yöntemdir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Maksiller sinüs mukozal inflamatuar patolojilerinin değerlendirilmesinde Waters' grafisinin değeri
    (2007) Akoğlu, Ertap; Okuyucu, Şemsettin; Karazincir, Sinem; Balcı, Ali
    Amaç: Waters' grafisinin maksiller sinüs mukozal inflamatuar patolojilerinin değerlendirilmesindeki değerinin, güvenilirliğinin ve farklı değerlendiriciler arasındaki tutarlılığının araştırılması. Yöntem ve Gereçler: Sinüzit şüphesi nedeni ile hem Waters' grafisi hem de paranazal sinüs bilgisayarlı tomografisi çektirilen 88 hastanın radyolojik bulguları iki KBB hastalıkları uzmanı ve iki radyolog tarafından değerlendirildi. Her bir hekim için Waters' grafisinin duyarlılığı (sensitivity), pozitif belirleyici değeri (pozitif predictive value), doğruluk (accuracy) değeri ve hekimler arasındaki tutarlılık (interobserver reliability) değeri hesaplandı. Bulgular: Çalışmamızda duyarlılık oranları % 79.5 ile %92.0 (ortalama % 86.8 ± 5.4); pozitif belirleyici değer (PBD) oranları % 85.0 ile % 88.0 (ortalama % 86.67 ± 1.95); doğruluk oranları ise %82.9 ile % 89.0 (ortalama % 86.85 ± 2.7) hekimler arası tutarlılık değeri ise % 64.4 ile % 86.2 arasında değişmektedir. Sonuç: Waters'grafisi maksiller sinüzitin radyolojik tanısında uygun bir teşhis metodudur. BT gibi pahalı ve hastanın daha fazla radyasyon aldığı ileri inceleme yöntemlerinin ise negatif grafiye rağmen klinik şüphenin devam ettiği ya da bir ameliyatın planlandığı ayrıntılı anatomik bilgiye ihtiyaç duyulan hastalarda uygulanması mantıklı bir yaklaşım gibi görünmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Manyetik rezonans görüntülemede rastlantısal paranazal sinüs patolojilerinin sıklığı ve hasta semptomları ile ilişkisi
    (2007) Balcı, Ali; Akoğlu, Ertap; Karazincir, Sinem; Okuyucu, Şemsettin; Karazincir, Olgun; Okuyucu, Esra; Altıntaş, Yasemin
    Amaç: Nörolojik ya da orbital hastalık ön tanıları ile beyin, hipofiz veya orbita MR'ı çekilen bir hasta populasyonunda prospektif olarak paranazal sinüs anomalliği sıklığını araştırdık. Yöntem ve Gereçler: Hastalar paranazal sinus anormallikleri ile ilişkili semptomlar varlığı açısından sorgulandı. Toplam 107 hastaya ait T2 ağırlıklı aksiyal MR kesitlerinde paranazal sinüs patolojisi varlığı araştırıldı. Bu sonuçların hasta semptomları ile korelasyonu araştırıldı. Bulgular: En sık anormallik sırasıyla ön etmoid (% 12.1), arka etmoid (% 10.3), frontal (% 4.7), maksiller (% 4.7) ve sphenoid sinus (% 3.7) şeklinde saptandı. Klinik verilerin istatistiksel analizinde paranazal sinus semptom varlığı ile MR'da saptanan anormallik varlığı arasında ilişki saptanmadı. Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen bulgular ışığında, MR'da saptanan rastlantısal paranazal sinus patolojileri ile klinik semptomlar arasında ilişki yok denilebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mean platelet volume evaluation in patients with nasal polyp : methodological drawbacks ( author’s reply )
    (2015) Çevik, Cengiz; Yengil, Erhan; Akbay, Ercan; Arlı, Cengiz; Gülmez, Mehmet İhsan; Akoğlu, Ertap
    …
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Nazal polipe bağlı tam görme kaybı ve proptozis
    (2007) Öksüz, Hüseyin; Tamer, Cengaver; Akoğlu, Ertap; Karazincir, Sinem; Okuyucu, Şemsettin; Tomaç, Sühan
    Nazal polip ve kronik rinosinüzit nazal mukozanın kronik enflamatuvar hastalığıdır. Nazal polipler cerrahi veya medikal veya bu ikisinin kombinasyonuyla tedavi edilirler. Endoskopik paranazal sinüs cerrahisi sonrası oküler komplikasyonlar oluşabilir. İki yıl önce sağ taraftan endoskopik paranazal sinüs cerahisi geçirmiş 50 yaşındaki bayan hasta sağ gözde tam görme kaybı ve proptozis nedeniyle kliniğimize başvurdu. İntravenöz steroid tedavisi ile proptozis düzeldi, ancak görme kaybı düzelmedi. Hastalar olabilecek orbital komplikasyonlar acısından detaylı bilgilendirilmeli ve herhangi bir orbital yapıda etkilenme olduğunda erken dönemde göz doktoruna başvurması sıkıca tavsiye edilmelidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Predictors of postextubational outcomes following obstructive sleep apnea surgery: a retrospective cohort study
    (Süleyman Demirel Üniversitesi, 2019) Okşar, Menekşe; Okuyucu, Şemsettin; Akoğlu, Ertap; Çolak, Sait; Turhanoğlu, Selim
    Objective :Obstructive sleep apnea (OSA) patients often present with various complications during extubation. This retrospective study investigated the frequencies of various complications during extubation and their associations with postextubation/postoperative complications in OSA surgery cases. Material and Methods : This study comprised 22 OSA patients admitted to the otolaryngology clinic of Mustafa Kemal University Hospital, Turkey. The patients underwent uvulopharyngoplasty alone or with other OSA-related procedures between October 2011 and December 2013. We reviewed the literature on the management of OSA surgery cases, the related characteristics of OSA and patients with OSA, and the type and frequency of the complications associated with OSA surgery. The collected data were verified by contacting the patients and their relatives. The chief complications seen during and after extubation in the OSA surgery cases, as well as the relationship between these complications, were investigated. Results Hypertension was the most frequent extubation complication (31.8%). The most frequent postoperative complications were hemoglobin oxygen desaturation (18.2%) and difficulty swallowing (13.6%). Significant associations (P < 0.05) were noted between the following complications during extubation and postoperatively: upper airway obstruction and delirium/difficulty swallowing, respectively; cough and delirium/ desaturation, respectively; laryngomalacia–pulmonary aspiration and reintubation, respectively; hypertension and desaturation, respectively; tachycardia and desaturation, respectively; and dysrhythmia and delirium/unexpected need for intensive care unit admission/desaturation, respectively. Conclusion Extubation complications can be used to predict postoperative complications. Furthermore, patients exhibiting dysrhythmia at extubation should be monitored closely.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Yüzme kursu öğrencilerinde sıcak ve nemli havuz ortamının dış kulak yolu flora değişikliği ve eksternal otit gelişimi üzerine olan etkisi
    (2006) Akoğlu, Ertap; Çetin, Meryem; Önlen, Yusuf; Duran, Nizam; Sangün, Özlem; Savaş, Lütfü; Ocak, Sebahattin
    Amaç: Özellikle yaz aylarında yüzme havuzuna giren çocuklarda eksternal otit sıklığında bir artış görülmektedir. Bu çalışma serümen varlığı ya da yokluğunda normal dış kulak yolu florasının havuz ortamı tarafından değiştirilip değiştirilmediğini ve varsa bu değişikliklerin dış kulak yolu enfeksiyonları ile ilişkisini araştırmak amacı ile planlandı. Yöntem: 197 yüzme kursu öğrencisinin dış kulak yolundan kurs öncesi ve bir aylık kurs süreci sonunda sürüntü örnekleri alındı ve mikrobiyolojik olarak incelendi. Bulgular: Kurs öncesi en sık izole edilen bakteriler sırası ile; Staphylococcus epidermidis (%76.6), Diphteroid türleri (%47.3) ve alfa-hemotilik streptokoklar (%29.9) idi. Kurs sonunda izole edilen mikroorganizmaların oranları değişmekle birlikte görülme sıklığında bir değişim olmadı. (Staphylococcus epidermidis %75.9, Diphteroid türleri %56.3 ve alfa-hemotilik streptokoklar %41.1). Kurs süreci sırasında yalnızca bir hastada Pseudomonas aeruginosa’ya bağlı eksternal otit tablosu görüldü. Sonuç: Elde edilen bulgular ışığında uygun hijyenik koşulların sağlanması ve dış kulak yolu cildinin travmatize edilmemesi koşulu ile serümen varlığı ya da yokluğunun ve dış kulak yolu florasında meydana gelen değişikliklerin dış kulak yolu enfeksiyonlarının gelişiminde rol oynamadığı sonucuna varıldı.

| Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Hatay, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim