Yazar "Çelik, Sefa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Deneysel hiperkalemi oluşturulan tavşanlarda norepinefrinin kalp fonksiyonları üzerine etkileri(2003) Bal, Ramazan; Durgut, Ramazan; Çelik, SefaBu çalışmada, yaşlan 10-14 ay arasında değişen ve ortalama ağırlıkları 2-3 kg olan 11 dişi ve l erkek toplam 12 Yeni Zelanda tavşanı kullanıldı. Bu hayvanlar "pozitif kontrol" (n: 6) ve "norepinefrin grubu" (n: 6) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Nor-epinefrin ve pozitif kontrol grubu tavşanlara, 300 m M konsantrasyondaki KC1 çözeltisi (izotonik NaCl içerisinde) 0.5 ml/kg/dk hızda 15 dk süre ile v. auricularis'den verilerek hiperkalemi oluşturuldu. Norepinefrin grubu hayvanlara 15. dk'dan sonra 1.3 $mu$g/kg/dk dozunda 30 dk süre ile norepinefrin infüzyon şeklinde verildi. Her iki gruba ait tüm tavşanlardan O, 15, 30, 60 ve 90. dk'larda serum potasyum düzeyini saptamak için kan alındı ve ilk 45 dk'lık sürede her 3 dk'da, 45. dk'dan sonra ise sadece 60. ve 90. dk'larda EKG çekimleri yapıldı. Deneysel oluşturulan hiperkalemili hayvanlardan pozitif kontrol grubunda serum potasyum düzeyi 30. dk'da pik noktaya ulaştı, daha sonra düşüşe geçti. Buna karşın, norepinefrin grubunda potasyum seviyesi pik noktaya ulaşmadan düşmeye başladı. Buna paralel olarak, hiperkaleminin tipik belirtileri olan bradikardi, EKG'deki P dalgasının düzleşmesi ve QRS kompleksindeki genişlemenin norepinefrin uygulaması ile deney öncesi değerlerine yaklaştığı saptandı. Sonuç olarak, kardiyotoksik etkisi ile kliniklerde acil müdahale gerektiren hiperkaleminin sağaltımında, norepinefrinin diğer tedavilerle birlikte uygulanabileceği kanısına varıldı.Öğe Determination of zeranol residues and the serum testosterone oestrogene and progesterone levels in lambs around Ankara region(2007) Özkurt Borazan, Güzin; Karagül, Hilal; Çelik, Sefa; Ünal, Nil; Pekcan, Mert; Sel, TevhideZearalenone'un sentetik bir derivesi olan Zeranol, koyun ve sığırlarda besi performansını artırmak amacıyla anabolik madde olarak kullanılmıştır. Avrupa Birliği ülkelerinde ve Türkiye'de tüketiciye ulaşabilecek kalıntıları nedeniyle hayvanlarda kullanımı yasaklanmıştır. Yasal olmayan kullanımlarında, verilen miktar ve süre bilinmediğinden tesbiti güçtür. Bunun yanında hayvanın yası, cinsi ve bireysel farklılıklar da zeranol'ün vücuttan uzaklaşmasında etkilidir. Bu nedenle hızlı, duyarlı teknikler kullanılmalıdır ve Radioimmunoassay, referans metot olarak önerilmektedir. Ankara çevresinde çiftlik ve mezbahalardan toplanan dışkı ve doku örnelerinde zeranol analizleri ile serum örneklerinde testosteron, progesteron ve östrojen hormon analizleri Radioimmunoassay ile yapılmıştır. Toplam 153 kuzu dışkı örneği zeranol yönünden analiz edildi. Kuzularda % 22 zeranol pozitif bulundu.Öğe Effects of high dose lead toxication on liver, kidneyse, heart, brain and blood in rabbits : An experimental study(2008) Durgut, Ramazan; Koç, Ahmet; Gönenci, Ramazan; Bal, Ramazan; Çelik, Sefa; Güzel, Murat; Altuğ, Muhammed Enes; Ateşoğlu, Emine ÖzlemThe aim of the study was to investigate effects of high dose lead (Pb) exposure on heart, blood, kidney, liver and brain in rabbits using clinical, electrocardiographical (ECG), ultrasonographical, haematological, biochemical and pathological methods. The experiments were performed on 15 male New Zealand rabbits, divided into three equal groups and were orally given 80 ppm or 160 ppm Pb for 15 days and the other group was used as control. Administration of 80 or 160 ppm lead signifi cantly increased the activities of serum aspartate aminotransferase (AST), alanin aminotransferase (ALT), lactate dehydrogenase (LDH), creatine phosphokinase (CPK) and alkaline phosphatase (ALP). Hemoglobin (HB) and hematocrit (HCT) values were signifi cantly lower in 80 and 160 ppm Pb-treated animals compared to the control animals (p<0.001). QRS complexes were wider and amplitudes of T wave were larger in treatment groups compared to contro group (p<0.05). Severe hydropic and vacuoler degenerations were seen in hepatocytes and vacuolation and degeneration of proximal tubular epithelial cells in cortex in the treatment groups histopathologically. Some neurons were severely degenerated, and severe neuron necroses were seen in cornu ammonis of both of the treatment groups. Severe mononuclear cell infi ltrations were observed in Wirchow-Robin spaces. In conclusion, deleterious effects observed in liver, kidney and blood in high doses of lead administration with some similarities to chronic oral administration of low doses.Öğe Eficacy of tribasic copper chloride (TBCC) to reduce the harmful effects of aflatoxin in broilers(2005) Çelik, Sefa; Erdoğan, Zeynep; Erdoğan, Suat; Bal, RamazanBu çalışma, yemleriyle aflatoksin alan broylerlerin yemlerine üç bazlı bakır klorid halinde ilave edilen bakırın, serum biyokimyasal değerleri ile büyüme performansı üzerine etkilerinin incelenmesi amacıyla yapıldı. Aflatoksin serum albumin (P < 0,001), toplam protein (P < 0,001).ve toplam kolesterol (P < 0,01) düzeylerini önemli oranda azaltırken; serum alanin aminotransferaz, L-laktik dehidrogenaz ve alkalen fosfataz aktivitelerini önemli oranlarda (P < 0,001) artırdı. Bu değişiklikler üç bazlı bakır klorid ilavesi ile düzeltildi. Aflatoksine bağlı olarak serum bakır konsantrasyonunda meydana gelen azalma üç bazlı bakır klorid ile düzeltildi. Serum Zn konsantrasyonları üç bazlı bakır klorid ve aflatoksin+üç bazlı bakır klorid gruplarında etkilenmedi. Tüm uygulama gruplarında serum demir konsantrasyonlarında önemli düzeyde (P < 0,05) azalma oldu. Aflatoksin grubunda canlı ağırlık artışında önemli bir azalma ve yemden yararlanma oranında ise önemli bir artış belirlendi. Aflatoksininin yemden yararlanma oranında meydana getirdiği olumsuz etki üç bazlı bakır klorid ilavesi ile tersine döndürüldü. Sonuçta, broyler yetiştiriciliğinde aflatoksinlerin zararlı etkilerinin önlenmesinde yeme üç bazlı bakır klorid ilavesinin yararlı olabileceği kanısına varıldı.Öğe Evaluation of kidney abnormalities in cows using transrectal ulturasonography and urinalysis(2003) Durgut, Ramazan; Gönenci, Ramazan; Çelik, Sefa; Bal, Ramazan; Altuğ, Muhammed EnesBu çalışmada Antakya mezbahanesine getirilen, 4-8 yaşlı, 100 Holştayn melezi inek kullanıldı. Klinik muayeneden sonra idrar kesesinden kalelerle toplanan idrar örnekleri dipstik test çubukları ve mikroskobik yöntemle analiz edildi. Ultrasonografide; 2 inekte ekojenik küçük böbrek, birinde makrokist, ikisinde böbrek taşı, birinde kortikomeduller yapıda değişiklik, dördünde renal pelviste genişleme ve düzensiz yapı ile birlikte kortekste ekojenite, beşinde korteks ve medulla arasında hafif demarkasyon ve hiperekojenik korteks parçası ve üçünde renomegali olmak üzere toplam 18 hayvanda anormal görüntüler saptandı. Bu 18 ineğin idrar analizlerinde lökosit, eritrosit ve silisyum-fosfat kristalleri görüldü. Sonuçta transrektal ultrasonografi ve idrar analizlerinin birlikte böbrek hastalıklarının tanısında yeterli olabileceği kanısına varıldı.Öğe Kolon yangısı ve ülseri bulunan köpeklerin radyolojik, elektrokardiyografik ve laboratuvar bulguları ile değerlendirilmesi(2003) Durgut, Ramazan; Çelik, Sefa; Öztürk, Savaş; Pekkaya, SelçukBu çalışmada, kolon yangısı ve ülseri şüphesi bulunan 16 köpekte tanı amacıyla klinik, radyografik, laboratuvar ve elektrokardiyografik muayeneler yapıldı. Anamnez ve klinik muayenelerde, bütün köpeklerde orta derecede kanlı ve mukuslu ishal belirlendi. Defekasyondan sonra tenesmus, orta derecede kilo kaybı ve anemi yaygın gözlenen bulgulardı. Abdominal palpasyonda kalın bağırsağın kalınlaştığı saptandı. Kan serumunun biyokimyasal analizlerinde potasyum seviyesinin arttığı, sodyum ve total protein seviyelerinin azaldığı belirlendi. Kontrast radyografik muayenede; kolon duvarında kalınlaşma, stenozis, dilatasyon ve kısalma ile kolonun normal şeklinin değiştiği gözlendi. Mikrobiyolojik incelemede köpeklerin sekizinin gaitasında Campylobacter spp., Salmonella spp., Clostridium perfringensve Escherichia coli etkenleri izole edildi. Elektrokardiyogramda (EKG) bütün köpeklerde tipik olarak T dalgasında sivrilme, iki köpekte P dalgasında düzleşme ve dört köpekte P-R ve Q-T aralığında uzama ve sadece bir köpekte QRS'de genişleme ve bradikardi belirlendi. Bu çalışma ile, köpeklerde kolon yangısı ve ülserinin tanısında radyolojik, elektrokardiyografik ve laboratuvar bulguları ile klinik bulguların birlikte değerlendirilmesinin önemli olduğu sonucuna varıldı.Öğe The red blood cell membrane proteins in rabbits with experimental ketosis(2005) Çelik, Sefa; Karagül, HilalBu çalışmada, deneysel ketozis oluşturulan tavşanlarda eritrosit zar proteinlerinin sodyum dodesil sülfat/poliakrilamid jel elektroforez tekniği (SDS-PAGE) ile incelenmesi amaçlandı. Hayvanlar, ketozis ve kontrol olmak üzere iki gruba ayrıldı. Deneme 13 gün sürdürüldü. Ketozis grubu hayvanlara 5 gün boyunca yem verilmedi ve sonrasında 8 gün besleme uygulandı. Kontrol grubu hayvanlar standart tavşan yemi ile beslendi. Kan örneklerinden izole edilen eritrosit zar proteinleri % 10 akrilamid monomerin kullanıldığı SDS-PAGE tekniği ile analiz edildi. Poliakrilamid jelde ayrımları gerçekleşen eritrosit zar proteinleri dansitometre ile değerlendirildi. Ketozis grubunda, band 3 ile aktin'in 1. günde ve spektrin'in 5. günde önemli düzeyde arttıkları (P < 0,05); GSPD'nin ise 5. günde önemli seviyede azaldığı (P < 0,01) saptandı. Diğer taraftan denemenin 6. günde ankirin'in kontrole göre anlamlı olarak arttığı (P < 0,05) belirlendi. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, ketozisin, eritrosit zar proteinlerinden band 3, aktin, spektrin, G3PD ve ankirin'de kantitatif değişikliklere yol açabileceğini göstermektedir.Öğe Tavşanlarda deneysel hiperkalemide salbutamol'ün serum potasyum düzeyi ve elektrokardiyografik parametreler üzerine etkileri(2002) Bal, Ramazan; Durgut, Ramazan; Çelik, SefaBu çalışmada materyal olarak 12 Yeni Zelanda tavşanı kullanıldı. Hayvanlar pozitif kontrol (n=6) ve salbutamol grubu (n=6) olmak üzere ikiye ayrıldı. Deneysel hiperkalemi oluşturmak için tavşanlara 300 mM konsantrasyondaki KCI çözeltisi (izotonik NaCI içerisinde) 0.5 ml/kg/dk hızda 15 dakika süre ile v. auricularis'den infüzyon şeklinde verildi. Salbutamol grubu tavşanlara mililitresinde 6 $\mu$g salbutamol içeren izotonik şalin solüsyonu, 0.35 ml/kg/dk dozunda 30 dakika süre ile infüze edildi. Pozitif kontrol grubu tavşanlara ise 15. dakikadan sonra sadece izotonik NaCI solüsyonu verildi. Tavşanların EKG çekimleri ilk 45 dakikalık sürede her 3 dakikada, 45. dakikadan sonra ise sadece 60 ve 90. dakikalarda yapıldı. Her iki gruba ait tavşanların ilaç verilmeyen kulağın venasmdan O, 15, 30, 60 ve 90. dakikalarda kan alındı ve serum örneklerinde po-tasyum analizleri yapıldı. Tavşanların deney öncesi serum potasyum düzeyi yaklaşık olarak 3.9 mmol/L olarak bulundu. Potasyum infüzyonu ile bu değer 6.5 mmol/L'nin üzerine çıkartıldı. Salbutamol uygulamasıyla serum potasyum düzeylerinin deney öncesi değerlerine döndüğü ve potasyumun EKG'de meydana getirdiği değişikliklerin (P dalgasında düzleşme, QRS'te genişleme ve bradikardi) düzeldiği saptandı. Buna karşın pozitif kontrol grubunda ise serum potasyum düzeyindeki artışın devam ettiği ve EKG değişikliklerinin normal değerlere dönmediği belirlendi. Sonuç olarak, ß2-agonisti olan salbutamolün hiperkalemi olgularında sağaltım amaçlı kullanılabileceği kanısına varıldı.Öğe Toxic element concentrations in the liver and kidneys of cows grazed in industrial and non-industrial regions(2006) Erdoğan, Suat; Erdoğan, Zeynep; Çelik, SefaBu çalışmada, endüstriyel faaliyetlerin süt ineklerinin karaciğer ve böbrek dokularında alüminyum (Al), arsenik (As), kadmiyum (Cd), kurşun (Pb) ve nikel (Ni) konsantrasyonları üzerine etkisi belirlendi. Bu amaçla, Hatay ilinde bulunan demir-çelik endüstrisi çevresi (Payas-İskenderun) ile ağır sanayinin bulunmadığı Antakya bölgesinde yaz ve kış mevsimlerinde kesimi yapılan süt ineklerinden toplam 70 karaciğer ve 67 böbrek örneği alındı. Yaz ve kış olmak üzere karaciğer örneklerinin 41'i, böbrek örneklerinin 4O'ı Antakya'dan, karaciğer örneklerinin 29'u ve böbrek örneklerinin 27'si ise Payas-İskenderun bölgesinden alındı. Element analizleri indüktif olarak eşleşmiş plazma-atomik emisyon spektrometre (ICP-AES) cihazında yapıldı. Karaciğer ve böbrek örneklerinde arsenik, kadmiyum, kurşun ve nikel ortalama düzeylerinin mevsim ve bölgelere göre farklılık göstermediği saptandı (p > 0.05). Şaşırtıcı olarak sanayinin bulunmadığı bölge hayvanlarının karaciğer ve böbrek alüminyum içeriği demir-çelik endüstrisi çevresinde yetiştirilen hayvanlarınkinden istatistiksel olarak daha yüksek bulundu (p < 0.001, p < 0.001). Böbrek Al düzeyi üzerine mevsimlerin etkisi belirgin bulunurken (p < 0.001), karaciğer Al düzeyi mevsimsel değişimlerden etkilenmedi (p > 0.05). Süt ineklerinin karaciğer ve böbreklerinde belirlenen toksik elementler üzerine bölge ve mevsim faktörlerinin her ikisinin birlikte etkileşimi belirlenmedi (p > 0.05). Elde edilen sonuçlar, İskenderun bölgesinde bulunan endüstriyel aktiviteler ve mevsimsel farklılıkların bu bölgede yetiştirilen süt ineklerinin karaciğer ve böbreklerinde analizi yapılan toksik element (Al, As, Cd, Pb, Ni) düzeyleri üzerine bir etkisinin bulunmadığını gösterdi.