Yazar "Turhanoğlu, Selim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anestezi indüksiyonu öncesi uygulanan tramadol veya deksmedetomidin'in postoperatif ağrı üzerine etkileri(2008) Özbakış Akkurt, Buket Çağla; İnanoğlu, Kerem; Turhanoğlu, Selim; Asfuroğlu, ZeynelAmaç: Deksmedetomidin sedatif ve analjezik etkili bir α2-adrenerjik reseptör blokeridir. Postoperatif ağrıyı ve morfin tüketimini azaltığı gösterilmişltir; ancak potansiyel kardiyovasküler yan etkileri nedeniyle kullan›m› k›s›tl›d›r. Tramadol, meperidin ile benzer güçte opioid bir analjeziktir ve klinik kullanımda yan etkilerinin az olmas› nedeniyle tercih edilir. Çalışmamızda anestezi indüksiyonu öncesinde uygulanan tramadol ve deksmedetomidinin, postoperatif a¤r› üzerine etkileri ve ayn› zamanda yan etkilerinin karfl›laflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. Yöntem: Elektif flartlarda total abdominal histerektomi yap›lan ASA I-II grubu, 60 hasta çal›flmaya al›nd›. Hastalar üç gruba ayrıldı. Anestezi indüksiyonundan 10 dk önce; Grup T (n=20)’deki hastalara 1mg kg-1 iv tramadol (10 dk infüzyon), grup D (n=20)’deki hastalara 1µg kg-1 iv deksmedetomidin (10 dk infüzyon) ve grup S (n=20)’deki hastalara % 0.9 salin (10 dk infüzyon) fleklinde verildi. Postoperatif analjezi, hasta kontrollü iv morfinle sağlandı. Operasyon süresi, ekstübasyon süresi, derlenme zaman› kaydedildi. A¤r› skoru (VAS), sedasyon skoru, kümülatif morfin tüketimi ve yan etkiler, hasta kontrollü analjezinin (HKA) bafllat›lmas›ndan sonra 2, 6, 12 ve 24. saatlerde kaydedildi. Bulgular: Deksmedetomidin grubunda kan basıncı ve kalp hızı daha düflük olarak bulundu (p<0.05). Postoperatif ağrı ve morfin tüketimi deksmedetomidin grubunda anlamlı derecede düflük olarak bulundu (Grup T: 29.87 mg Grup D: 20.95) (p<0.05). VAS istatistiksel olarak anlamlı olmasa da deksmedetomidin grubunda daha düflüktü. Postoperatif sedasyon skoru ilk 6 saat deksmedetomidin grubunda daha yüksekti, ancak fark anlamlı değildi. Sonuç: Preoperatif olarak verilen deksmedetomidin hemodinamik olarak önemli yan etkilere sebep olmadan postoperatif morfin tüketimini tramadol’den daha fazla azaltmaktadırÖğe Castleman sendromlu bir olguda anestezi yaklaşımı(2013) Koyuncu, Onur; Özbakış Akkurt, Çağla; Sarı, Ali; Turhanoğlu, SelimCastleman hastalığı etyolojisi tam olarak bilinmeyen nadir bir lenfoproliferatif bozukluktur. Her ne kadar hastalık en sık mediastinal lenf nodlarında görülse de, bunun dışında servikal, retroperitoneal, aksiller ve diğer lenf nodlarını da tutabilir. Castleman sendromlu bir hastada anestezi yaklaşımı, total kalça protezi operasyonu yapılacak bir olgu nedeniyle tartışılmaktadır.Öğe Çocuklarda tonsillektomi sonrası kusma profilaksisinde metilprednizolon ve deksametazon’un karşılaştırılması(2008) Özbakış Akkurt, Çağla; İnanoğlu, Kerem; Okuyucu, Şemsettin; Turhanoğlu, Selim; Akoğlu, Ertap; Kireçci, NurayAmaç: Çalışmamızda orta etki süreli bir glukokortikoid olan metilpednizolonun tonsillektomi ve/veya adenoidektomi operasyonları sonrası kusmayı önlemedeki etkinliğini, deksametazon ile karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya tonsillektomi ve/veya adenoidektomi operasyonu planlanan 110 hasta alındı. Operasyona alınan tüm hastalar randomize edilerek iki gruba ayrıldı. Genel anestezi sonrası cerrahi başlamadan önce; bir gruba deksametazon 0,5 mg kg-1 (maksimum 8 mg) (Grup D) ve diğer gruba metilprednizolon 2,5 mg kg-1 (maksimum 40 mg) (Grup M) intravenöz olarak uygulandı. Postoperatif dönemde uyanma odasında 2 saat (erken dönem) ve sonraki 24 saat (geç dönem) süreyle; kusma sıklığı, ilk analjezik yapılma zamanı, cheops ağrı skoru (15. dk., 1., 2., 4. saatlerde), oral alım kalitesi ve yan etkiler değerlendirilerek kaydedildi. Bulgular: Gruplar arasında özellikleri açısından anlamlı fark saptanmadı. Gruplar arasında erken dönemdeki kusma sıklığı ve geç dönemdeki kusma sıklığı açısından anlamlı bir fark yoktu (p>0.05). Gruplar arasında ilk analjezik yapma zamanı açısından ve oral alım kalitesi açısından anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05). Yan etkiler iki grup arasında benzer bulundu. Sonuç: Çalışmamızda; tonsillektomi sonrası kusmayı önlemede, yan etki insidansını artırmadan, metilprednizolonun deksametazon kadar etkili olduğu ve deksametazona alternatif olarak kullanılabileceği kanısına varıldıÖğe Diz protezi operasyonlarında anestezi yönteminin hemodinami üzerine etkileri(2010) İnanoğlu, Kerem; Özbakış Akkurt, Çağla Buket; Karcıoğlu, Murat; Turhanoğlu, SelimAmaç: Diz protezi ameliyatlarında spinal ve genel anestezi yöntemlerinin metil metakrilat uygulaması, turnike şişirilmesi ve turnike indirilmesi sırasındaki hemodinamik değişiklikler üzerine olan etkilerini karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Total diz protezi cerrahisi yapılacak olan ASA I/II grubu 38 hasta randomize olarak sevofluran bazlı genel anestezi (n=20) ve 3 mL %0.5 levobupivakainin intratekal olarak uygulandığı spinal anestezi (n=18) grubu olmak üzere iki gruba ayrıldı. Tüm hastalara radial arter kateterizasyonu yapıldıktan sonra kardiyak output, arteriyel kan basınçları ve kalp atım hızı anestezi indüksiyonu veya spinal anestezi öncesi, entübasyon veya spinal anestezi sonrası 5, 10, 15. dakikalarda, turnike öncesi, turnike sonrası, kemik çimento öncesi ve sonrası 1, 3, 5, 10. dakikalarda ve turnike indirildikten 1 dakika sonra ölçülerek kaydedildi. Bulgular: Spinal anestezi ve genel anestezi grubunda turnike uygulaması kardiyak outputta ve kan basıncında anestezi öncesi değerlerine göre anlamlı olarak artışa sebep oldu. Kemik çimentosu uygulaması ve turnike çözülmesi her iki grupta kardiyak outputu ve kan basıncını düşürdü, ancak gruplar arası anlamlı bir farklılık bulunamadı. Sonuç: Turnike ve kemik çimentosu uygulanan diz protezi operasyonlarında uygulanan anestezi yöntemlerinin hemodinamik açıdan birbirinden farklı olmadığı sonucuna vardık.Öğe Fatal interstitial pneumonia as an advers reaction in patient with rheumatoid arthritis : A case report(2008) Kaya, Sedat; Turhanoğlu, Selim; Turhanoğlu, Ayşe DicleAcute interstitial pneumonia developed three weeks after the administration of leflunomide(LEF) in a 53-year-old woman with rheumatoid arthritis. She developed nausea and diarrhea as well as dyspnea before coming to the hospital and LEF treatment was stopped. She suddenly experienced severe dyspnea and her chest x-ray showed reticular shadows in her lower lung fields which had not been detected before. Partial oxygen pressure of her arterial blood fell all of a sudden, which necessitated an emergency admission to the intensive care unit. After endotracheal intubation, mechanical ventilation support was started due to acute respiratory failure. The patient died of respiratory failure 7 days after the onset of acute interstitial pneumoniaÖğe Günübirlik lomber mikrodiskektomi operasyonlarını izleyen postoperatif bulantı kusmanın tedavisinde ondansetrona deksametazon ilavesi(2015) Davarcı, Işıl; Tuzcu, Kasım; Hakimoğlu, Sedat; Karcıoğlu, Murat; Aras, Mustafa; Altaş, Murat; Turhanoğlu, SelimAmaç: Çalış mam ızda, deksametazonun ondansetronla kombinasyonunun lomber mikrodiskektomilerde postoperatif bulant ı kusmay ı (POBK) önlemedeki etkinliklerini karş ıla ş t ırmay ı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Günübirlik mikrodiskektomi operasyonu uygulanacak American Society of Anesthesiologists (ASA) I-II, 60 hasta rastgele 3 gruba ayr ıldı: grup D; 8mg deksametazon, grup O; 4mg ondansetron, grup P; 8mg deksametazon ve 4mg ondansetron. Postoperatif bulantı ve kusma ve a ğ r ı s ıklığ ı ile antiemetik ve analjezik ihtiyaçlar ı cerrahi sonras ında 3-12 ve 24. saatlerde de ğ erlendirildi. Bulgular: Postoperatif ilk 3 saatte bulantı insidans ı grup D ve grup O’ya kıyasla grup P’de anlamlı olarak azalm ış t ı (p<0.046 ve p<0.021, s ıras ıyla). Bu dönemde ilave antiemetik kullanım ı, grup P’de grup D ve grup O’ya kıyasla anlamlı olarak azalm ış tı (p<0.030 ve p<0.023, s ıras ıyla). Çalış mam ızda; kadın cinsiyet, sigara içmeme, POBK veya ta ş ıt tutma hikâyesi POBK’nın tahmininde anlamlı risk faktörleriydi. Oral su/g ıda alma zamanı ve taburcu olma süreleri diğ er gruplara kıyasla grup P’de anlamlı olarak azalm ış ken (p<0.012, p<0.003 ve p<0.005, p<0.007, s ıras ıyla), POBK görülen hastalarda ise anlamlı olarak artm ış tı (p<0.007 ve p<0.029, s ıras ıyla). Sonuç: Günübirlik lomber mikrodiskektomilerde deksametazonun ondansetronla kombinasyonu antiemetik etkinliğ i arttırarak hastaların daha erken oral su/g ıda almalar ını ve daha erken taburcu olmalarını sa ğ lam ış tır.Öğe Postoperative mortality following civilian firearms injury during war: a retrospective cohort study(Süleyman Demirel Üniversitesi, 2019) Okşar, Menekşe; Akkurt, Çağla Buket; Turhanoğlu, SelimObjective This study aims to identify factors affecting mortality following surgery for civilian firearms injuries using surgical classification as a surrogate marker of injury severity. Material and Methods This was a retrospective study of patients who underwent surgery at a tertiary university hospital in Turkey between 2011 and 2014. All patients had sustained firearms injury and had an American Society of Anesthesiologists score of I-II. A grading system defined by the Communiqué on Health Practices in Turkey was used based on the surgery type and anesthetic procedure to determine the severity of injury and its relation with patient outcome (survival or death). Results The median duration of hospital stay of patients who were discharged post healing was significantly longer than those who died [12 (0–559).vs 7.5 (0–468) days, respectively]. Overall mortality was 11.3%; however, the mortality of patients was 8.1%, 40.3%, and 40.3% in groups A2, C, and D, respectively. Healing in groups A2, C, and D was 2.4%, 54.1% and 25.8%, respectively. Independent variables affecting the coefficient of patient discharge status for sex, age, and surgical groups A2, C, and D were found to be significant. Conclusion There was an association between the surgical groups and the firearms injuries sustained by civilians. Moreover, the coefficients associated with surgical group in our model may help predict the mortality risk in similar populations.Öğe Predictors of difficult intubation in patients with ankylosing spondylitis : do disease activity and spinal mobility indices matter?(2014) Üstün, Nilgün; Yağız, Erman; Güler, Halay; Turhanoğlu, Ayşe; Davarcı, Işıl; Turhanoğlu, Selim; Tok, FatihObjectives: This study aims to determine the predictors of difficult intubation and their possible correlations with disease activity and spinal mobility indices in patients with ankylosing spondylitis. Patients and methods: Forty-five ankylosing spondylitis patients were included in the study. Disease activity was evaluated with the Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index and spinal mobility with Bath Ankylosing Spondylitis Metrology Index (BASMI). The predictors of difficult intubation were evaluated by using the modified Mallampati test, upper lip bite test, thyromental distance, sternomental distance, inter- incisor distance and neck extension. Results: There was no correlation between Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index and predictive test values (all p>0.05). There were significant correlations between BASMI with modified Mallampati test, sternomental distance, neck extension, and inter-incisor distance values (all p<0.05). The BASMI scores in patients with two or more predictors were significantly higher than BASMI scores in patients with none or one predictor (5.28±2.12 vs. 1.58±1.50; p<0.001). Among the patients with moderate to severe BASMI, the number of patients with two or more predictors was higher than in those patients with none or one predictor (p=0.001). Conclusion: Neck extension, inter-incisor distance, sternomental distance and modified Mallampati test are significant predictors for difficult intubation in patients with ankylosing spondylitis. These predictors were found to be correlated with spinal mobility index, but not with disease activity index. Clinicians should be aware of difficult intubation in ankylosing spondylitis patients with moderate to severe spinal mobility limitation.Öğe Predictors of postextubational outcomes following obstructive sleep apnea surgery: a retrospective cohort study(Süleyman Demirel Üniversitesi, 2019) Okşar, Menekşe; Okuyucu, Şemsettin; Akoğlu, Ertap; Çolak, Sait; Turhanoğlu, SelimObjective :Obstructive sleep apnea (OSA) patients often present with various complications during extubation. This retrospective study investigated the frequencies of various complications during extubation and their associations with postextubation/postoperative complications in OSA surgery cases. Material and Methods : This study comprised 22 OSA patients admitted to the otolaryngology clinic of Mustafa Kemal University Hospital, Turkey. The patients underwent uvulopharyngoplasty alone or with other OSA-related procedures between October 2011 and December 2013. We reviewed the literature on the management of OSA surgery cases, the related characteristics of OSA and patients with OSA, and the type and frequency of the complications associated with OSA surgery. The collected data were verified by contacting the patients and their relatives. The chief complications seen during and after extubation in the OSA surgery cases, as well as the relationship between these complications, were investigated. Results Hypertension was the most frequent extubation complication (31.8%). The most frequent postoperative complications were hemoglobin oxygen desaturation (18.2%) and difficulty swallowing (13.6%). Significant associations (P < 0.05) were noted between the following complications during extubation and postoperatively: upper airway obstruction and delirium/difficulty swallowing, respectively; cough and delirium/ desaturation, respectively; laryngomalacia–pulmonary aspiration and reintubation, respectively; hypertension and desaturation, respectively; tachycardia and desaturation, respectively; and dysrhythmia and delirium/unexpected need for intensive care unit admission/desaturation, respectively. Conclusion Extubation complications can be used to predict postoperative complications. Furthermore, patients exhibiting dysrhythmia at extubation should be monitored closely.Öğe Sezaryen operasyonlarında genel anestezi ile rejyonal anestezinin bebek apgar skorları üzerine etkilerinin karşılaştırılması : 196 olgunun retrospektif değerlendirilmesi(2008) İnanoğlu, Kerem; Özbakış Akkurt, Buket Çağla; Asfuroğlu, Zeynel; Urfalı, Senem; Turhanoğlu, SelimAmaç: Bu çalışma; Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2004–2007 yıllarında sezaryen operasyonlarında uygulanan anestezi yöntemlerinin bebek Apgar skorları üzerine etkilerini araştırmak amacıyla planlandı. Yöntem: Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2004–2007 yıllarında gerçekleştirilen 196 sezaryen operasyonunun kayıtları incelenerek, genel ve rejyonal anestezi uygulanan olguların bebek Apgar skorları karşılaştırıldı. Bulgular: Genel ve rejyonal anestezi uygulanan olgularda anne yaşı, gestasyon haftası ve ağırlık yönünden anlamlı bir fark bulunmadı (p > 0.05). Her iki grupta da 1. ve 5. dk bebek Apgar skorları benzerdi (p > 0.05). Sonuç: Hastanemiz ameliyathanesinde 2004–2007 yılları arasında gerçekleştirilen sezaryen operasyonlarında uygulanan genel ve rejyonal anestezi yöntemlerinin bebek Apgar skorları üzerine anlamlı bir etkisinin olmadığını gözlemledik.Öğe Tramadol Iontophoresis added to treatment of knee osteoarthritis(2010) Turhanoğlu, Ayşe Dicle; Güler, Hayal; İnanoğlu, Deniz; İnanoğlu, Kerem; Turhanoğlu, SelimObjective: The objective of the present study was to investigate whether tramadol iontophoresis added to therapy is superior to the therapy methods alone (transcutaneous electrical nerve stimulation (TENS), hot pack, ultrasound, and exercise therapy) in patients with knee OA. Materials and Methods: A total of 72 patients who admitted to the outpatient clinic of Physical Medicine and Rehabilitation were included in this study. The diagnosis was based on the American College of Rheumatology (ACR) criteria for knee OA. The patients were randomly separated into two groups. Group 1 received physical therapy and Group 2 received tramadol iontophoresis in addition to the therapy for a period of two weeks. Patients were evaluated according to pain and functional capacity assessed using visual analogue scale (VAS) and Western Ontario McMaster Universities Osteoarthritis Index (WOMAC) before therapy and following the 10th session, and at 1 and 3 months.Results: The mean age and duration of the knee pain were 58.53±8.38, 5.00±2.66 years in the control group and 58.15±7.70, 4.71±2.70 years in the tramadol iontophoresis group. There were no significant differences between groups in the mean age and duration of the knee pain, body mass index (BMI), VAS and WOMAC scores before therapy. Following the 10th session, and after 1 and 3 months, VAS and WOMAC scores were significantly decreased in both groups when compared with the baseline values (p<0.001). VAS scores were significantly lower in the tramadol iontophoresis group compared to controls following the 10th session (p<0.001). However, no significant difference was found between WOMAC scores of the tramadol iontophoresis and control groups (p>0.05). Conclusion: We conclude that tramadol iontophoresis added to physical therapy may be useful for relieving pain of knee OA during the treatment period